Baştımar ailesi, Türkiye’nin özellikle 20. yüzyıldaki siyasi ve entelektüel tarihine damga vurmuş, hem sol hem de sağ görüşlü isimlerle dikkat çeken bir ailedir. Ailenin en bilinen isimlerinden biri olan Zeki Baştımar, Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) önemli figürlerinden biridir. Onun yanı sıra ailede birçok farklı siyasi görüşü temsil eden bireyler de bulunmuş, bu da ailenin karmaşık bir ideolojik geçmişe sahip olduğunu gösteriyor. Peki, Baştımar ailesi kimdir? Aile nereli ve serveti ne kadar?
Ailenin Tarihi ve Zeki Baştımar
Baştımar ailesi, Trabzon kökenli olup, köklü bir geçmişe sahiptir. Ailenin en tanınan üyelerinden biri olan Zeki Baştımar, 1951’de başlayan TKP operasyonları sırasında önemli bir figür haline gelmiştir. TKP içinde “Yakup Demir” takma adını kullanmıştır ve bu isim, ailenin köklerinden gelen bir mirası temsil eder. Bu dönemde TKP’ye yönelik büyük baskılar sonucunda birçok komünist lider tutuklanmış, Mihri Belli, Şefik Hüsnü ve Reşat Fuat Baraner gibi isimlerle birlikte Zeki Baştımar da gözaltına alınmıştır. Bu olaylar, Türkiye’deki sol hareketlerin tarihsel gelişimi açısından büyük önem taşır.
Aile İlişkileri ve Diğer Ünlü İsimler
Baştımar ailesi, sadece sol ideoloji ile değil, farklı siyasi ve sosyal görüşleri temsil eden birçok üyeye de ev sahipliği yapmıştır. Örneğin, Zeki Baştımar’ın kardeşi Dündar Baştımar, yine sosyalist bir figür olarak bilinirken, Dündar Baştımar’ın eşi Ayşe Baştımar, Demokrat Parti (DP) döneminde etkili olan iş adamı Şevket Mocan’ın kızıydı. Bu tür evlilikler ve aile bağları, Türkiye’nin o dönemdeki siyasi yelpazesinde farklı görüşlerin iç içe geçtiği bir tabloyu ortaya koyuyor.
Ailede Önemli Siyasi ve Kültürel Bağlantılar
Ailede farklı siyasi eğilimler ve tarihi kişilikler dikkat çeker. Örneğin, Zeki Baştımar’ın kuzenlerinden biri olan Saffet Baştımar, 1950-1954 yılları arasında CHP milletvekilliği yapmıştır. Bu, ailenin sadece sol görüşlü hareketlerle değil, aynı zamanda Türkiye’nin merkez siyasetiyle de ilişkili olduğunu gösterir. Saffet Baştımar’ın eşi Refika Hanım, ünlü Osmanlı paşası Gazi Ethem Paşa’nın torunudur. Yani, ailede hem Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden gelen askeri ve siyasi miras, hem de Cumhuriyet döneminin siyasi ideolojileri bir arada bulunur.
Ailedeki İdamlar ve İntiharlar
Baştımar ailesinin geçmişinde dramatik olaylar da yer alır. 1926’da İzmir Suikastı davasında yargılanıp idam edilen Trabzon Mebusu Hafız Mehmet, aileye ait önemli bir isimdir. Ailedeki bir diğer trajik olay ise Abidin Cevher Özden, nam-ı diğer Banker Kastelli’nin intiharıdır. Bu iki olay, aile geçmişinde derin izler bırakmış, siyasi ve ekonomik güç mücadelelerinin bireysel hayatlara olan etkisini gözler önüne sermiştir.
Baştımar ailesi, Türkiye’nin hem siyasi hem de sosyal tarihinde önemli bir yer tutar. Aile üyelerinin farklı siyasi görüşlere sahip olmaları, Türkiye’nin çok yönlü ideolojik yapısını anlamak açısından da bir model sunar. Ailenin sosyalist, kapitalist, milliyetçi ve Osmanlı geçmişinden gelen köklü figürleri, Türkiye’nin modernleşme sürecindeki karmaşık ilişkilerini gözler önüne serer.
Baştımar Ailesi kimdir? Serveti ne?
Baştımar Ailesi, sahip olduğu zenginlik ve mülklerle dikkat çeken köklü bir aile olarak tanınmaktadır. İstanbul’un Boğaziçi kıyısında yer alan Zeki Paşa Yalısı, ailenin sahip olduğu en değerli varlıklardan biri olarak iddia edilmektedir. Bu yalı, Osmanlı padişahı II. Abdülhamid paşalarından Tophane Müşiri Mustafa Zeki Paşa tarafından Fransız asıllı Levanten mimar Alexandre Vallaury tarafından 20. yüzyılın başında yapılmış Boğaziçi yalısıdır
Zeki Paşa Yalısı, mimari yapısıyla ve tarihi değeriyle İstanbul’un en dikkat çekici yapılarından biridir. 1800’lerin sonlarında inşa edilen bu yalı, günümüzde 4 milyar TL gibi astronomik bir değerle, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en pahalı gayrimenkulleri arasında gösterilmektedir. Zeki Paşa Yalısı’nın günümüzde Meliha Baştımar’a ait olduğu yönünde iddialar bulunmakta, bu da Baştımar ailesinin serveti ve sosyal statüsü hakkında merak uyandırmaktadır.
Zengin tarihe sahip olan bu yalı, Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamlı dönemlerine ait izler taşırken, bugün İstanbul’un en nadide yapılarından biri olarak varlığını sürdürmektedir.